Eğer bundan önce delilikten dem vurdunsa,
biliniz ki o zaman ben," niçin,nasıl" sorularına takılıp kalmışım.
Bir ömür boyu hep bu düşünce de kapının dışında kalmış
ve bu kapıyı çalıp durmuşum.
Kapı açılıp da içeriyi görünce, boş yere kapının dışında,
yanlış düşüncelere kapılarak yaşadığımı anladım.
Ben şair değilim, şairlikten de geçimimi sağlamıyorum.
Faziletten de söz etmem, onun derdini de çekmem.
Faziletim,hünerim bir aşk kadehinden ibarettir,
Onu da ancak, sevgilinin elinden içerim,
başkasından kabul etmem.
Evren cisim gibidir.
Onun canının nuru biziz,
alem gece gibidir,
geceyi nurlandıran göklerin parlak ayı da biziz.
Balçık karanlığından uzaklaşınca,
Hızır da biziz,bengisu da biziz.
Beni ne yapayım?dedim. O da benim gibi ne yapayım dedi.
Bana, bundan, daha iyi bir çare bul, ne yapayım? dedim.
Bu sözüm üzerine yüzünü bana döndü de dedi ki:
"ey hakikat arayan kişi!Her hususta,bu soru üzerinde dur da
"ben ne yapayım?" diye sor da gönülden gelen cevaba uy."
Ona dedim ki: " gönlü de, dini de senin uğruna harcadım.
Nem varsa hepsini senin yoluna saçtım."
Bana şu cevabı verdi:
"Sen kim oluyorsun ki, bir şey yapasın,yahut yapmayasın?
Seni kararsız eden hep bendim, ben..."
Bazan kavuşma arzusuyla perişan oluruz.
Bazan ayrılık ateşiyle yanar, tutuşuruz.
Her ne zaman, sen ve ben, bensiz ve sensiz hoş oluruz,
mutlu oluruz.
Biz şarabı gönlümüzün kanından içeriz.
Kendi beden küpümüzde şarap gibi coşarız
O şaraptan yarım kadeh içmek için canımızı veririz.
Biz, başımızı veririz de o şarabın bir yudumundan vazgeçemeyiz.
Biz, bu eski sahranın yeni ekincileriyiz.
Sevinç ekini içinde, hep dostun derdini biçeriz.
fakat o derdi devam ettirmeyiz
bu yok olan sahradaki az ömürlü lale gibi topraktan biter bitmez onu rüzgara
verir,har vurur harman savunuruz.
Biz hoş, latif bir ruhuz gözün görüşüne sığmayız,
bu sebeple de göz, bizi göremez.
şu beden, bizin mekanımız sanılır ama
aslında biz mekansızız
Eğer yüzümüzden , etten,kemikten, deriden ibaret olan maskeyi atabilirsek
herkesin aklını,gönlünü başından alırız.
Senin sevgini öğrendikten ,seni tanıdıktan sonra,
gözümüz,bütün dünya güzelliklerini görmez oldu.
aşk çakmağından sıçrayan her kıvılcım gelir bizi bulur.
bu yüzden ateşimiz hiç eksik olmaz, hep yanıp tutuşmaktayız.
Bazen görünmeyen,gizli kalan,belli olan biziz.
Biz bazen müminiz,bazan Musa'nın dinindeniz, bazan da hristiyanız.
bu gönlümüz, her gönlün örneği olmak için
hergün bir başka surete görünür,kendini gösterir.
Ben, senin derdini kolay kolay elimden bırakmam.
ben ölünceye kadar dosttan gönlümü çekip almam
Benim, dosttan yadigar olarak kalan bir aşk demim var.
o derdi ben, yüzbinlerce dermana vermem.
Ben mekansızlık mülkünün sahibi olmuşum.
ben mana hazinesinin yerini biliyorum.
beden sedefinden, gönül incisi parlayarak görününce,
ben can aleminin, aşk denizi olmuşum.
her ne zaman gönlümü halkı düşünemez olmuş,
halktan ayrılmış görürsem,
kendimi rahat, gönlümü huzur içinde hissederim.
her ne zaman bir an için olsun kendimden kurtulsam,
benliğimi ayak altına alsam,alemi baştan başa senden ibaret görürüm.
Hem aşk menzilinde, hem aşk yolunda hep seni görüyorum.
hem kulda, hem acı hoşa gitmez şeylerde de seni buluyor,seni görüyorum.
hem yıldızda ,hem güneşte, hem ayda senin nurunu görüyorum.
hatta yeşil yapraklarda, otlarda, hem dergahda seni görüyorum.
Haydi cilvelerek ederek iki gözünü kırp.
bu hünerlerle bu işverlerle araya fitneler sal, karışıklık düşür.
Başını uyuyormuş gibi aşağıya eğ,
Her an, buğdayların kepeğini çıkaranlar gibi horulda
Ey dudağının sevdasıyla taşları bile gebe bırakan sevgili!
Sen taştan bile hileler, destanlar çıkarırsın.
avcunda tuttuğun o can gibi olan şarap kadehini,
allah aşkına sarhoşların elinden alma.
dün, senin sevgin ile, bahçedeki gül gibi, neşeli idim, gülüyordum.
bugün de öyleyim,hatta dünkü halimden kat kat üstünüm.
ben neşemden kabıma sığamıyor,el çırpıyorum.
nasıl el çırpmam ki, ayağımı bağlıyan sensin.
ben nasıl ayak vurup oynamam, el çırpan sen olunca.
Ey dost!Beni kabul et. Canımı alıp, sen bana can ol.
beni mest et iki cihan sevdasını benden al.
sensiz kalıp da ,herhangi bir şeyle gönlüm seni özlemez olursa,
aşk ateşini içime düşür de, o şeyi gönlümden al.